10 Ağustos 2009 Pazartesi

BU GÜN

Bu gün son hazırlıklar yapılıyor. Arılarımızı bulunduğu yerden kaldırıp, eve dönmeye karar verdik. Bu sene kışlama bahçemde olacak inşallah, Sonbahar bakımları da aynı şekilde.
Bu sene bal durumu malumunuz her yörede olduğu gibi bende de aynı verim düşük, kendi balımız çıksın yeter demiştik zaten, ümitlerimiz başka bahara kaldı, hayırlısı olsun.

Balımız çok yok ama sevindirici kısmı da yok değil, maaşallah arılarımız çok güzel sağlıklı ilerliyorlar. inşallah sonbahar bakımını iyi yapıp gelecek seneye iyi hazırlanmaya çalışacağım.


Ana çiftleştirme kutularında bulunan 10 adet ana arı var son turfanda, kayıpsız çiftleşmeleri sağlanması için arıkuşlarının olmadığı dışarıdaki arılıkta bulunuyorlar. Arıkşu deyince onlarında düşmanları var, Şahinler evet arılığın üzerinde devamlı olarak bir çift şahin uçarken görüyorum, onlar uçarken bırakın arı kuşlarını, kuş bile kalmıyor çevrede. Aslında onları ödüllendirmek geçiyor içimdem fakat gerek yok galiba arı kuşları arılığa geldiğinde onların yiyecekleri gelmiş oluyor zaten.



Yeni çıkan anaarılarımızdan bir tanesi fotoğrafı yakalamak çok zor oldu. O kadar kareden bir tane net olarak bunu yakalamışım. Yukarıdaki anaarı da tam net değil, ancak o kadar yakalamışım.


Ana kutularında yapılan kontrollerde yumurlamaya başlamamışlar, iki anaarı var her kutuda bir tanesi alınacak, anası alınan bölüm ortadaki bölme alınarak birleştirilecek o şekilde tek analı olarak kışlayacak.


Ana kutuları yapılan kontrollerde, varroaya zararlısına karşı ilaçlandı. Ertesi günü gidip arılıkta sayım yapmadım. Zaten varroa da görmedim fakat önlem almakta fayda var. Varroa dan dolayı zarar görmüş arı yok, zaten böyle bir şey görüldüğü zaman iş işten geçmiş oluyor. Önemli olan o duruma gelmeden önlem almak.







Bu yavru yuvasından düşmüş bahçede otların arasında görünce aldım. Avuçiçi kadar hatta daha küçük. Onu aldım tahta sandıktan bir yuva yaptım. Daha sonra baktım ki annesi ve babası olacak ki yavruyu bulduğum otların üstede dolaşıyorlar. Yavrularını arıyorlar. Benden kaçıp iğde ağacına kondular, oraya baktım yuvaları var. Öğle saatlerinde karnı acıkmış olacakki bağırmaya başlayınca, iğde ağacınının dalına bırakarak ailesine teslim ettim. Yerde olsa kediler ekmek arası döner yaparlardı.


Masum ve çok güzel.


İğde ağacının dalında ailesine kavuşmanın sevinci içerisinde, Anne ve babası karnını doyurdu keyif yapıyor.

Yorgunluk çayı günün sonunda 112 ibo nun acı biberleri yok, hep tatlı yiyecekler vardı, böyle olunca tabaklar tertemiz kaldı.


2 yorum:

muratakın dedi ki...

Bünyamin Bey:

Senin kutu içinden 90 - 70 - 90 Ana arı çıkmış.

İnsanın gözünün içine bakıpta çay içiyorsunuz.

sofrada 112 ibo'nun acı biberleri eksik.

Taşkın ÖZŞAHİN dedi ki...

arıcı
dostuluğunuz daim olsun